- sızlamak
- nsz1. 痛, 疼痛: Bacağımdaki yara bugün çok sızlıyor. 今天我的腿伤很疼。2. 感到痛苦; 懊恼, 伤心: İçim sızladı. 我很难过。Küçük kız yapacak başka bir şey bulamadı, içi sızlaya sızlaya kapıyı açtı. 小姑娘没有办法, 忐忑不安地打开了门。Kümes gibi bir evde oturduklarını görünce, içim sızladı. 看到他们住在一座鸽子笼似的小房子里, 我很难过。3. 抱怨, 叫屈; 诉苦: Ağladı, sızladı. 她边哭边诉苦。Haftalıkları verilmediği için bütün işçi sızlamağa başladı. 由于不发工资, 工人们开始抱怨。
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.