sızlamak

sızlamak
nsz
1. 痛, 疼痛: Bacağımdaki yara bugün çok sızlıyor. 今天我的腿伤很疼。
2. 感到痛苦; 懊恼, 伤心: İçim sızladı. 我很难过。Küçük kız yapacak başka bir şey bulamadı, içi sızlaya sızlaya kapıyı açtı. 小姑娘没有办法, 忐忑不安地打开了门。Kümes gibi bir evde oturduklarını görünce, içim sızladı. 看到他们住在一座鸽子笼似的小房子里, 我很难过。
3. 抱怨, 叫屈; 诉苦: Ağladı, sızladı. 她边哭边诉苦。Haftalıkları verilmediği için bütün işçi sızlamağa başladı. 由于不发工资, 工人们开始抱怨。

Türkçe-Çince Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Нужен реферат?

Look at other dictionaries:

  • sızlamak — sızlamak, ağrımak. III, 297 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • sızlamak — nsz 1) Hafifçe ağrımak Kafa kemiklerine varıncaya kadar her yanı sızlıyordu. N. Cumalı 2) Yakınmak Ağladı, sızladı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sızlamak — açımak, ağrımak …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • ciğeri sızlamak — yüreği sızlamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kalbi sızlamak — yüreği sızlamak Sekiz sene evvel İstanbul dan kalbim sızlayarak çıktım. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yüreğinin başı sızlamak — yüreği sızlamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kemikleri sızlamak — ölü huzursuz, rahatsız olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • burnu sızlamak — duygulanmak Orada zaman zaman sebepsiz yere burnu sızlardı insanın. M. Mungan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • burnunun direği sızlamak — maddi veya manevi çok acı duymak, çok üzülmek Burnunun direği sızlaya sızlaya evini özlemektedir. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yüreği sızlamak — çok acımak, çok üzülmek Ahmet Kerim sevgilisi tarafından aldatılmış bir adam gibi yüreğinin sızladığını duydu. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • içi sızlamak — bir şey veya kişi için çok üzülmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”